ERZİNCAN (AA) - Erzincan'da, 33 bin kişinin yaşamını yitirdiği 1939'daki depremin 84 yılı dolayısıyla anma programı ve "Yerelde Afet İletişim" paneli gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Erzincan Bölge Müdürlüğü tarafından Erzincan Müftülüğü Konferans Salonu'nda düzenlenen program, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
Panelde, 100. yıl marşı videosu ile 1939 ve 1992 Erzincan depremlerinin görsellerinin yar aldığı kısa film gösterildi.
Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, panelin açılışında, deprem bölgesinde insanı en çok üzen ve etkileyen şeyin sosyal medya ve basında çıkan, deprem bölgesindeki asılsız haberlerin olduğunu söyledi.
Binaların depreme göre yapılması gerektiğini anlatan Aydoğdu, depreme çok ciddi manada hazırlıklı olunması gerektiğini vurguladı.
Deprem konusundaki bilinçlenmenin önemini vurgulayan Aydoğdu, şunları kaydetti:
"Erzincan merkezde deprem olduğu anda koordinasyon merkezi neresi, çadır kurulma alanı, toplanma alanı, konteyner şehirler nereye kurulacak, gelen yardımlar nerelerde kullanılacak, kim ne görevi yapacak hepsini bizim ezbere bilmemiz gerekiyor. Biz madem depremden kaçamıyoruz, coğrafya böyle bir coğrafya, o zaman depremle birlikte yaşamayı, mutlak suretle öğrenmemiz gerekiyor."
Deprem Teknolojileri Enstitü Müdürü Prof.Dr. Şevket Özden'in bir sunum yaparak kente "Erken uyarı sistemi" kurulması ile ilgili bir talebinin olduğunu belirten Vali Aydoğdu, "Yani 28 saniye önce depremin olduğunu bize gösteren bir sistem kurulması gerektiğini hocamız anlattı. Biz de AFAD Başkanımızla konuştuk. Projemiz hazırlandığında gelecek biz de şehrin değişik yerlerine bu sistemi kuracağız. 28 saniye sonradan haberimiz olacak inşallah. Depremle ilgili yapmamız gereken her şeyi mutlak suretle yapmamız gerekiyor." dedi.
Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun da Erzincan'ın depremlerle anılan bir şehir olarak hep hafızalarda kaldığını ama depremlerle birlikte yaşamasını öğrenen bir şehir olarak da tarihe geçeceğini belirterek, "2020 yılında belediyemiz tarafından hazırlanan raporda, 1992 depreminden sonra yüzde 42'si yenilenmiş yapı stoku yüzde 58'i ise bir kısmı yenilenmeye muhtaç olan yapı stokundan ibaret olduğunu ifade etmiştik." ifadelerini kullandı.
Önceki belediye başkanlarına kentin yapılaşması konusundaki hassasiyetlerinden dolayı teşekkür eden Aksun, kendi dönemlerinde de bu yapılaşma hassasiyetini sürdürdüklerini kaydetti.
- "Hasarlı binalar mutlaka yıkılmalı"
Rant düşüncesiyle imar barışını bekleyen vatandaşları uyardığını anlatan Aksun, "Lütfen bu konulara hassasiyet gösterelim belediye gerekeni ve takibini yapıyor. Kaçak kat, kaçak yer veya 'bilardo masası sığmadı' kolon kesmek gibi bir takım sıkıntıların oluştuğu binaların mutlaka gözden geçirilmesi gerekiyor. Hasarlı binalar mutlaka yıkılmalı." diye konuştu.
Deprem Teknolojileri Enstitü Müdürü Prof.Dr. Şevket Özden de bölgenin en büyük tehlikesinin deprem olduğunu, Kuzey ve Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde yaşadıklarını söyledi.
Özden, şöyle devam etti:
"Son dönemlerde en çok konuşulan fay, Yedisu fayı.. Dolayısıyla bu bölgede bir deprem oluşuma riski var. Eğer oturduğumuz binalar depreme dayanıklı yapılmışsa ya da depremin olduğu esnada herhangi bir yapının içinde değilsek, bu risk bizim canımıza tehlike oluşturmuyor. Belki bu risk sosyoekonomik yapımıza bir tehlike oluşturuyor. Şunu unutmayalım, depremden dolayı oluşacak riskleri biz arttırabiliyoruz ya da azaltabiliyoruz. 3 kat için tasarlanmış bir yapının üzerine ilave bir kat daha birilerinin gözü kapalıyken yapıyorsak, böyle bir durumda biz riskimizi yaklaşık üçte bir oranında arttırıyoruz."
Erzincan İletişim Bölge Müdür Vekili Metehan Akkaya ise "Afete karşı dirençli bir şehir olmak için güçlü binalar, katı yasalardan daha önemli olan afet karşısında bilinçli ve dirençli bir topluma sahip olmaktır. Ülkemizin deprem riski altındaki şehirlerinden biri olan Erzincan'ın afetler karşısında daha dirençli bir şehir olması noktasında bir farkındalık yaratmasını hedefledik." diye konuştu.
Konuşmaların ardından panel, 3 oturum halinde devam etti.